
AVŞAR TARİHİ VE KÜLTÜRÜ
Avşarlarda Türkmen ama boy adları ile
anılmak kültürek zengilik kaynağı idi
AVŞAR BÜYÜKLERİNİ TANIYALIM ;
Aşık Veysel Şatıroğlu,Karacaoğlan,Dadaloğlu,Alparslan Türkeş ve Rauf Denktaş gibi tarih,siyaset,müzk ve edebiyat alanında tanınmış nice büyükler Oğuzların Avşar boyundandır
Cingözoğlu Seyit Osman'ı,Dadaloğlu'nu,AfşarHanedanlığından Nadir Şah'ı,Karamanoğlu Mehmet Bey'i,Germiyanoğlu Yakub bin Ali Şîr'i,Saruhanoğlu Saruhan Bey'i,Musul Atabeyi Ak Sunguroğlu İmadeddin Zengi'yi,
Huzistan'dan Arslan oğlu Yakup'u, Şumla Devletinden Şumla Beyi,Alaiye Beyliğinden Mecdüddin Mahmud'u,İnançoğullarından uç beyi olan Mehmed Bey'i,Karabağ Hanı Penah Ali'yi,Urmiye Hanı Nadir Şah'ın amcaoğlu Fethali Han'ı,Erdebil Hanlığından Nasır Han'ı,Sevindik Han Beyliğinden Sevindük Han'ı,Aydınoğullarından Muharizalsîn Gazi Mehmed Bey'i,Alparslan Türkeş'i,Rauf Denktaş'ı,Aşık Veysel Şatıroğlu'nu,Karacaoğlan'ı,Avşar Zeybeğini yazılmasına kahramanlığıyla sebep olan Karaağaç Bey'i,Kozanoğlunu,Sait Battal'ı gösterebiliriz

Avşar Büyüklerini Ayrıntılı Yazacak Olursak
Karamanoğlu Mehmed Bey Karamanoğulları'nın ikinci beyi Kerimüddin Karaman'ın oğludur. Doğum tarihi belli olmayıp ölümü 1280'dir.
Mehmet Bey askerî ve idarî yönden bilgili bir devlet adamı idi. Bilim adamlarını etrafına toplayıp onlara büyük önem vermiştir.XIII. yüzyıl ortalarında Selçuklular, genellikle edebi dil olarak Farsçayı, devlet işlerinde Arapçayı kullanırlardı. Halk ise öz dilleri olan Türkçeyi kullanıyordu. Mehmet Bey millet olarak birlikte yaşamanın ilk şartı olan dil birliğinin sağlanmasının gerekliliğine inanıyordu. Bu birliği gerçekleştirmek için Toroslar üzerinde yaşayan bütün Türkmen boylarını çevresinde toplayarak bir ordu oluşturdu.
''Şimden gerü hiç gimesne divanda, dergahda, bergahda ve dahi her yerde Türk dilinden özge söz söylemeye. (13 Mayıs 1277)''
Üzerine gönderilen Moğol kuvvetlerini büyük bir yenilgiye uğratarak Konya’ya girdi. Burada yaşayan Selçuklu Türkleri, Karamanoğulları ile birlik oldular.
Avşar Beyi Karamanoğlu Mehmed Beyi Tanıyalım
Nadir Şah Avşar'ı Tanıyalım
Nadir Şah :
Askerî dehasından ötürü bazı tarihçiler kendisini İran'ın Napolyon'u ya da II. İskender olarak adlandırmışlardır. Horasan bölgesinde yaşayan Afşar Türklerine mensuptur. Oğuzların (Türkmenlerin) 24 boyundan biri olan Avşar boyundandır. Türklük bilinci oldukça kuvvetli olan bir Türk hakanıdır.
NADİR ŞAH DEVLET-İ SAFEVİYYE'Yİ KURTARIYOR ;Ülke sık sık, merkezden uzak sınır boylarında baskın ve yağmalara uğramaya başladı. 1698'de Kirman Eyaleti Beluciler tarafından, 1717'de Horasan Afganlar tarafından ve Mezopotamya Arap bedevilerince istila ve yağmalara uğradı. Afganlar İran'a karşı geldiler. Gilzai Peştunları'nın reisi Mir Veys Han, Kandahar'ın Safevi valisi Gürcü Gürgen Han'a (Gürcüce adı Giorgi) karşı ayaklanma başlattı. Üzerine gelen bir Safevi ordusunu bozguna uğrattı. 1722'de Mir Veys'in oğlu Mahmud'un komuta ettiği bir Afgan ordusu doğudan İran'a girerek başkent İsfahan'ı kuşatıp yağmaladı. Daha sonra kendisini İran Şahı ilan etti.Afganlar, on yıldan fazla bir süre istila ettikleri İran topraklarından çıkarılamadılar. Horasan'daki Afşar Türkmenlerinin beyi ve Safevilerin en etkili komutanı Nadir Han (sonraki Nadir Şah) nihayet 1729'da Damgan Muharebesi'nde Afganları bozguna uğrattı ve İran'dan çıkardı. Buna rağmen ertesi yıl Afganlar hâlâ İran topraklarına yağma hareketlerini sürdürüyorlardı. 1738'de Nadir Şah başta Kandahar olmak üzere tekrar Doğu İran'ı fethetti. Aynı yıl Gazne, Kabil ve Lahor'u fethetti. Şah II. Tahmasp döneminde (1722 - 1732) gerçekte erk onun elindeydi. Çocuk yaşta tahta çıkan III. Abbas'ın saltanat naipliğini yaptı. Nihayet 1736'da, zaten elinde olan iktidar erkini kullanarak kendisini İran şahı ilan etti. Ünvanı Şah ın Şahı anlamına gelen Şahanşah'dı. Bu hanedan döneminde, Sasani İmparatorluğu'ndan sonra bu yörenin en büyük İran devleti konumuna gelmiştir. Afganlara karşı savaş açılarak Kandahar fethedildi. 1738'de Hindistan ülke topraklarına katılarak Delhi kentine girildi, savaş ganimeti olarak aralarında efsanevi Tavuskuşu Tahtı ile Koh-i-Nur elmasının da bulunduğu zengin bir servet ele geçirildi. Hindistan ganimeti o kadar zengindi ki, Nadir Şah seferden döndükten sonra üç yıl boyunca İran'da vergi toplamaya ara verdi.
1736’da Mugan ovasına hareket eden Nadir, burada bir kurultay tertip ederek buraya gelen İran eyalet valileri, ulema, eşraf, aşiret ve oymak ileri gelenlerinin desteğiyle şah ilan edildi. Burada Nadir, şahlığı Peygamber’den sonra Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali’nin halife olduğunu, bu gerçeği Hindistan ve Türkistan’dan Rumeli’ye kadar bütün İslam aleminin kabul edildiğini bildirdi.Müslümanlar arasında birliği sağlayabilmek için Şiiliğe, sokulan ve İslam birliğine ters düşecek akidelerden vazgeçilmesini istedi.Ülke genelinde bütün dini görevlilere fermanlar göndererek, Peygamber’den sonra halife olan Ebubekir, Ömer, Osman’a sövülmeyip, aksine isimlerinin rahmetle anılması, yine Sünniler ile Şiiler arasında ihtilafa sebep olan ve ezanlarda okunan Hz. Ali için, “Aliveliullah” kelimesinin bundan böyle okunmaması bildirildi.Dini birleştiren müslümanlar arasında ki kanı durdurmak maksadıyla birçok faaliyetlerde bulundu Peygamberimizin Hz. Muhammed(s.a.v) olduğunu Hz.Ali'nin de halife olduğunu hatırlatarak dinde şirki ve dinin yozlaşmasını önledi.
Nadir Şah ömrünün tamamını at üstünde zaferlerle geçirmiş Uluğ bir han ve Asya'nın son fatihidir.İran'da Türklüğü ön plana çıkarmış,dinde yozlaşmayı önlemiş ve Avşar boyunu hak ettiği takdir mertebesine çıkarmışdır.
Aziz Ruhu Şad Mekanı Uçmağa Varsın

Alparslan Türkeş
Kayseri,Türkiye
Yıl 1860 Orta Anadolu'da, Kayseri'nin, Pınarbaşı ilçesi'nin Yukarı Köşkerli Köyünde meskun Avşar Obalarından Koyunoğlu ailesindendir.Milliyetçi Hareket Partisinin edebi lideri olarak görülür.Genel anlamda lakabı Başbuğdur.Türkiye'ye Milliyetçiliği ve ülkücü ruhu katan başlıca isimler arasındandır

Rauf Denktaş
Kıbrıs
27 Ocak 1924 tarihinde doğmuşdur.Kıbrıs'a aynı Alparslan Türkeş gibi Anadolu coğrafyasından belirli nedenlerden dolayı göç etmişlerdir.Karamanoğlu soylu Avşar boylu olup,Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 1970 seçimlerinde Türk Cemaat Meclisi Başkanlığı'na seçildi. 28 Şubat 1973'e kadar Kıbrıs Cumhurbaşkanı Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetim Başkanı seçildi. 1974 Kıbrıs Harekâtı'nın ardından 13 Şubat 1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilanından sonra devlet ve meclis başkanı görevlerini de yürüten Denktaş, anayasa uyarınca 1976'da yapılan ilk genel seçimlerde devlet başkanlığına seçildi. 1981 yılında ikinci kez devlet başkanı oldu. 15 Kasım 1983'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanından sonra tekrar cumhurbaşkanlığına seçildi. 22 Nisan 1990'da yapılan erken seçimde ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi. 1995'teki seçimlerde de cumhurbaşkanı seçildi.Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ilk cumhurbaşkanıdır